Side’de Barışın ve Lezzetin Buluşması: Dr. Niyazi Nefi Kara'dan Tarihi
Değerli Dostlar bugünkü yazımın konusu, “Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali” hakkında

Taner Şahin
-Bir festival düşünün…
Sadece sokakları renklendirmekle kalmasın, geçmişin göçlerini, özlemlerini, köklerinden koparılan insanların hikâyelerini tekrar canlandırsın.
Bir festival düşünün…
Damakta lezzet, kulakta müzik, kalpte kardeşlik bıraksın.
İşte tam da bu festival, Manavgat’ın Side semalarında yankılandı:
“Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali.”
Türkiye’nin turizm cenneti Manavgat, bu defa sadece doğal güzellikleriyle değil; barışın, kültürün ve insanlık tarihinin taşıyıcısı olan anlamlı bir organizasyonla gündeme geldi.
Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, göreve geldiği günden bu yana halkla iç içe bir yönetim anlayışı sergiledi.
Fakat bu kez yaptığı hamle, yerel bir etkinliğin çok ötesine geçerek uluslararası bir kültür diplomasisine dönüştü.
Girit’in Lezzeti, Side’nin Taşlarında Yankılandı
61 milyar dolarlık Türkiye turizm gelirine tek başına 6,65 milyar dolarlık katkı sağlayan Manavgat, turizm potansiyelini bir adım daha öteye taşıdı.
Girit mutfağını ve kültürel dokusunu Side’ye taşıyan bu festival, sadece gastronomi tutkunlarını değil; tarih, sanat ve barışa gönül veren herkesi kendine çekti.
Açılış, Side Antik Kenti’nde düzenlenen görkemli kortej yürüyüşüyle yapıldı. Antik dünyanın kalbinde yankılanan müzikler, Girit’in tınılarıyla birleşti.
Yürüyüşe, Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara’nın yanı sıra, Girit Hanya Belediye Başkan Yardımcısı Eleni Zervoudaki ve Hanya Belediyesi Kültür Başkan Yardımcısı Ioannis Giannakakis de katıldı.
Girit’ten gelen sanatçılarla birlikte yüzlerce kişi, bu dostluk adımının bir parçası oldu.
Bir Festivalden Fazlası: Barışın Sofrası
Festival alanında yalnızca yemek stantları değil, adeta bir barış sofrası kuruldu.
Girit’e özgü zeytinyağlılar, ot yemekleri, mezeler ve unutulmaz lezzetler, Side sokaklarında adeta tarihsel bir göçün izini sürdü.
Bu göç yalnızca insanların değil, kültürlerin, dillerin, melodilerin ve tatların göçüydü. Manavgat Girit Kültür Evi’nde düzenlenen özel resepsiyon ise gecenin duygusal doruk noktasıydı.
İşte orada, Girit ve Manavgat arasında kardeş şehir protokolü imzalandı. Resmi bir evraktan çok daha fazlasıydı bu protokol; geleceğe atılan bir imzaydı.
Tıpkı Girit’ten yola çıkıp Anadolu’ya ulaşan insanların geçmişte bıraktığı izler gibi.
Ekonomik Kalkınmanın Ötesinde Bir Vizyon
Manavgatlı esnafın yüzü gülüyordu.
Çünkü festival sadece kültür taşımamıştı; beraberinde binlerce turisti, meraklı gezgini ve gastronomi tutkununu Side’ye çekmişti.
İş yerleri dolup taşarken, Side çarşılarında diller birbirine karıştı: Yunanca, Türkçe, İngilizce… Ama hepsinin ortak dili, gülümsemeydi.
Bu festival, ekonomik kalkınmanın yalnızca yatırımla değil, kültürle ve samimiyetle de mümkün olduğunu kanıtladı.
Başkan Kara’nın bu vizyoner yaklaşımı, yerel yönetimlere bir model, bir ilham kaynağı sundu.
Kültürel Hafıza Canlanıyor
Birçok kişi için Girit, yalnızca bir ada olabilir. Ama bu coğrafyada yaşayanlar için, o ada bir hafızadır.
Göçlerin, ayrılıkların, yeniden buluşmaların sembolüdür. Bugün Manavgat’ta Girit mutfağını tadan biri, aslında bir tarihe tanıklık ediyor.
Girit’ten gelen sanatçılar sahnede şarkılar söylerken, belki de dedelerinin Anadolu’da bıraktığı evlerin hayalini kuruyorlardı.
Ve bu hayalleri bir araya getiren, yalnızca yemek ya da müzik değildi.
Bu, bir barış manifestosuydu.
Kara’dan Cesur Bir Adım
Dr. Niyazi Nefi Kara, bu organizasyonla yalnızca bir festival düzenlemedi. O, geçmişin yükünü hafifleten, geleceğin umudunu büyüten bir yolculuğun kapısını araladı.
Manavgatlılar onun liderliğinde sadece yöneticilerini değil, vizyonlarını da seçtiklerini bir kez daha görmüş oldular.
Bugün savaşın ve çatışmanın gölgesinde yaşayan bir dünyada, Manavgat’tan yükselen bu barış çağrısı, belki de daha fazla duyulmayı hak ediyor.
Çünkü bu festival bize şunu hatırlattı:
Kültür, bir halkı sadece tanıtmaz; iyileştirir, birleştirir, dönüştürür.