Strese ve Kaygıya Doğal Çözüm: Doğada Deneyimleyerek Öğrenme

Eğitim programı, “Resilience in Nature” projesi kapsamında geliştirilen pedagojik ve psikolojik yaklaşımları içeren Toolkit kitapçığının uygulamalarını merkeze aldı. Açık hava ortamında yapılan etkinliklerle katılımcılar, doğa ile iç içe bir öğrenme sürecine dahil oldu.

Eğitim sürecinde:

• Doğanın birey üzerindeki sakinleştirici ve dengeleyici etkisi ele alındı.
• Gençlerle daha derin ilişki kurma yolları tartışıldı.
• Kolaylaştırıcılık becerileri doğa ortamında uygulamalı olarak geliştirildi.

Deneyimleyerek öğrenme modeliyle yürütülen etkinlikler, doğanın gençlerin stres, kaygı ve belirsizlikle başa çıkmalarında nasıl bir araç olarak kullanılabileceğini gösterdi.

Katılımcılar Sahaya Dönüyor, Etkileşim Sürüyor

Eğitimin ardından katılımcılar, kendi çalıştıkları gruplarla en az bir doğa temelli etkinliği uygulamaya davet edildi. Bu sayede eğitimde edinilen bilgi ve becerilerin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir bir uygulama ağı kurulması hedefleniyor.

Ayrıca proje kapsamında oluşturulan çevrimiçi platformlar aracılığıyla, katılımcılar uzmanlarla ve diğer gençlik çalışanlarıyla etkileşim ve bilgi paylaşımına devam edecek.

Toolkit ile Ruhsal Sağlık İçin Yeni Araçlar

Pandemi sonrası gençler arasında artan yalnızlık, kaygı ve stres gibi sorunlara doğadan ilham alan çözümler sunmayı hedefleyen proje, özellikle Toolkit kitapçığı ile dikkat çekiyor.
Bu kitapçık:

• Gençlerin rahatlama ve odaklanma becerilerini geliştirmeye,
• Doğa ile anlamlı ve güvenli bağlar kurmalarına,
• Eğitimcilere ilham verecek etkinlik örnekleri sunmaya yönelik olarak hazırlandı.

Toplum Temelli Ruh Sağlığı İçin Alternatif Bir Model

“Resilience in Nature” eğitimi, yalnızca bireysel fayda sağlamakla kalmayıp, doğa temelli uygulamaların yaygınlaştırılmasıyla toplum temelli ruh sağlığı modellerine de katkı sunmayı amaçlıyor. Eğitim sonunda katılımcılar, doğanın gençlerle ilişkilerinde bir araç değil, aktif bir “öğretmen” haline geldiğini vurguladı.

Antalya'da başlayan bu girişimin, ilerleyen süreçte farklı bölgelerde de yaygınlaştırılması ve Avrupa düzeyinde örnek bir uygulama olarak yaygınlaştırılması hedefleniyor.